SEYİT, SADIK, DANYAR VE CEMİLE

Cemile, Cengiz Aytmatov’un aynı adlı romanından uyarlanarak çekilmiş 1969 yılı yapımı bir Kırgız kurmacasıdır. Yönetmenliğini İrina Poplavskaya’nın yaptığı Cemile, aynı öyküden uyarlanan kurmacaların ilkidir.

Cemile’de 2. Dünya Savaşının gölgesinde yaşanan bir aşk hikayesi anlatılmaktadır. Filmin başlarında Seyit’in, Cemile’yi resmettiği çizimleri görürüz. Seyit, Sadık’ın kardeşidir ve Sadık savaşta iken Cemile’nin yanında durup, kendince, onu diğer erkeklerden korumaya çalışır. Cemile’nin resmedildiği çizimler geçtikten sonraki sahnede Cemile’yi rahatsız eden bir adam görmekteyiz ve Seyit çocuk başına Cemile’yi korur.

Film ilerledikçe anlamaktayız ki Cemile ile Sadık evlidirler. Sadık savaştadır ve cepheden mektuplar göndermektedir. Bu mektuplar Cemile’yi çok hüzünlendirir çünkü mektuplarında Cemile’yi önemsemediği, yalnızca mektuplarının son satırlarında ona samimiyetsiz bir yer ayırdığını görürüz. Zaten evlenmeleri de ikisinin isteğinden ötürü değil bölgesel bir oyun ile gerçekleşmektedir.

Cemile bu mutsuz evlilikten Danyar sayesinde kurtulacaktır. Danyar, savaşta yaralanmış ve köyüne gönderilmiş topal bir askerdir. Cemile ile Seyit, Danyar çok sessiz ve sakin biri olduğu için gündüz yaptıkları iş aralarında onunla alay ederler, eğlenirler. Danyar, içten içe üzülse de, yavaş yavaş Cemile’ye aşık olsa da, dışına hiçbir duygusunu yansıtmaz.

Bir akşam işten köye dönerlerken, Cemile Danyar’a takılmak için türkü söylemesini ister. Danyar ise gerçekten türkü söylemeye başlar; sesi çok güzeldir. Türkünün söylendiği sıralarda savaş imgelerini ve Cemile’nin kırlarda özgürce koştuğu görüntüleri görmeye başlarız. Türkü bittiğinde Cemile sus pus olmuştur. Derin düşüncelere dalmıştır. O gün yüreğine düşen ateş onu film boyunca yakacaktır.

İşte burada ben filmi tüfeğin ucunda ki bir çiçeğe benzetiyorum. Çünkü bir yanda Cemile evlidir, töre vardır, kurallar vardır bir yanda ise aşkı Danyar vardır. Asıl mesele ise bu olaylar savaş sırasında gerçekleşmektedir. Cemile’nin eşi cephede savaşmaktadır. Oysa savaşın yıkıcılığı onun evliliğini de yıkmak üzeredir. Çünkü cemile Danyar’a aşık olmuştur. Cemile burada bir karar vermek zorundadır. Ve Cemile filmin sonlarında Danyar ile kaçmaya karar verir. Korumacı bir kardeş olan Seyit bile bu aşka itiraz edemez ve kaçtıkları gece uyuma numarası yapar.

Filmin sonunda yine Seyit’in iç konuşmalarını ve çizdiği resimleri görürüz. Seyit de Cemile’ye çocuk saflığıyla aşık olmuştur, bunu sonradan fark eder. Ama o da içten içe Danyar ile Cemile’nin aşkına saygı duyar ve onların mutluluğunu ister.

Savaşın gölgesinde değişen hayatları, haklı bulduğumuz bir aşk üzerinden izliyoruz. Savaşın kötülüğünü belki töreyi bozduğunu görüyoruz. Ancak haklı bir aşkla bunu çok hissetmiyoruz.

Savaş sürecinde gelişen öyküyü bir tümceyle şöyle anlatabilirim: Cemile; Tüfeğin Ucunda Bir Çiçek…

Ali Mansur Köse

Önceki İçerikBozkır
Sonraki İçerikUcuz Roman
"Birisi kalkıp ben Mozart gibi beste yapıyorum, ben Dali gibi çiziyorum dese ona bu dünyadan zaten bir Mozart’ın, bir Salvador Dali’nin geçtiğini söylerdim."

Yorum

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz