SAMİ DİLİNDE İLK KURMACA
Özgün adıyla “Ofelas”, 1987 yılında Sami dilinde kurgulanmış ilk kurmaca. Türkçe söz karşılığı önder, öncü, kılavuz anlamına geliyor. Norveçli yönetmen Nils Gaup’un, bir Sami söylencesinden yola çıkarak öyküleştirdiği kurmacanın baş oyuncusu, söylencedeki Alcin adlı genci canlandıran Mikkel Gaup.
Karalar giyinmiş kötülerin, ailesini öldürmelerinin üzerine gelen Alcin, son anda kaçar; yaralı biçimde komşu obaya ulaşır. Kendi acunlarında, kötülükten uzak yaşayan obalıları yaklaşan tehlikeye karşı uyarır. Yağıları şaşırtan yöntemlerle, canını ortaya koyarak obalıları kurtarır; yakınlarının öcünü alır, tini baturlar katına ulaşır.

Öykünün ilgi çeken konusunun yanı sıra, kurmacanın çekildiği yerlerin sıra dışılığı, izleyeni kendi evreninden çekip alan bir etki yaratıyor. Issızlığın içindeki yaşam ortamı, karlı buzlu apak yerlerin ortasında beliriveren, çatılmış direklere sarılı Sami yurtları, kürklü giysileriyle oradan oraya koşturan Samiler, izlenmeyi kolaylaştıran kurgu öğeleri gibi kurmacayı besliyor.
Soğuk yurtların sıcak halkları Samilerin bu baturluk söylencesi, bölgedeki komşu halkları; “Ak Ana Kurdun Çocukları”nı akıllara getiriyor. Gök boncuk söylencesinde, yağılarına karşı yavrularından ordu kuran Ak Ana Kurt gibi, Samilerin ilk kurmacası “Sami Öcü”, ordu gibi çarpışan Alcin ile yenilgiyi içselleştirmeyen kimliklerini ortaya koyuyor.
Alaska’dan Sibirya’ya dek uzanan geniş alanda komşuluk edenlerin yaşadıkları yerler gibi yaşayışları da benzeş. Bu Sami kurmacasında, obadaki Sami bilgesi, “ak ana geyik” donuna girmiş kutlu tinle karşılaşmasından kimi sonuçlar çıkarıyor; görevler ediniyor. Kurt, at, geyik, turna gibi kutlu tin iyesi hayvan örgeleri, Türk söylencelerinde de sıkça görülüyor.

Türk izleyicisine yabancı gelmeyen töreli davranışlar, özgürlük konulu olaylar, aynı ekin öbeğindeki başka kurmacaların da öyküsü olabiliyor. “Ak Ana Maral” örgesinin anlatımın temelinde olduğu, Cengiz Aytmatov’un “Ak Gemi” adlı yapıtı; Yaşar Kemal’in yazdığı üç Türk söylencesinden biri olan “Alageyik”, sinemaya uyarlananlara örnek olarak gösterilebilir.
Söylenceler, Cemil Meriç sözleriyle “imgelemle gerçeğin harmanı”. “Sami Öcü”, acunu, enine boyuna bölenlerin, altmışıncı enlemin kuzeyinde gösterdiği çekici yerlerde geçen; benzer yaşam koşullarının benzeş ekinler yarattığı halkların arasındaki Samileri, daha görünür, bilinir yapmayı başarmış; gerçeği imgelemle buluşturmuş değerli bir yapım.
Adı: Sami Öcü
Özgün Adı: Ofelaš
Öbür Adı: Veiviseren – Pathfinder – Проводник
Yönetmen: Nils Gaup
Yazan: Nils Gaup
Görüntü: Erling Turmann-Andersen
Ezgi: Nils-Aslak Valkeapaa, Marius Müller, Kjetil Bjerkestrand
Kurgu: Niels Pagh Andersen
Oyuncular: Mikkel Gaup, John Sigurd Kristensen, Svein Birger Olsen, Anna Maria Blind, Sara Harit Gaup, Helgi Skúlason, Knut Walle, Ellen Anne Bulj, İnger Utsi, Henrik H. Buljo, Ailo Gaup, Ingvald Guttorm, Nils Utsi, Amund Johnskareng, Svein Bilger Olsen, Sverre Porsanger, Nils-Aslak Valkeapaa,
Yapım Tasarım: Harold Egede Nissen
Yapım: John M. Jacobsen
Yapım: !987 – Norveç
Dil: Samice, Norveçce
Süre: 86′
Sami Soykırımını İşleyen Öteki Yapımlar
Nils Gaup’un, 2008 yılında kurguladığı “Govdaginu Ayaklanması”, Norveç devletine karşı Samilerin bağımsızlık savaşımını; küçük bir obada, Govdaginu’da yaşayan halkın özgürlük, bağımsızlık çığlığını duyuran bir başka Sami kurmacası.
Bu bağlamda izlenebilecek, can acıtıcı öteki soykırım kurmacası, Nils Gaup gibi Sami kökenli İsveçli yönetmen Amanda Kernell’in, 2016 yılında kurguladığı “Sami Kanı”.
Kıyıcılık eden acımasız güçlülerin yaptıklarını, haklılığın verdiği güvenle birbiri ardına ortaya koyan Sami yönetmenlerden biri de Ole Giaver. Samilerin yaşadıkları doğayla bir bütün olduklarını törütle vurgulayan Ole Giaver’in, “Dereler Özgür Aksın” adlı yapıtı, 2023 yılında gösterime girdi.

Bu güçlü yapıtlar da gösteriyor ki, dilleri, yaşam biçimleri yok edilen, düzenli kısırlaştırma baskısıyla soylarının sürmesi engellenenler; özellikle dünya savaşları sürecinde, yaşamsal olanakları ellerinden alınarak açlığa, ölüme sürüklenenler, tüm zorluklara karşın güçlenerek haklarını korumayı, var olmayı sürdürüyorlar.










