AYLA

Yapımcı Mustafa Uslu’nun, Türkiye’de düzeysiz gişe filmlerine deyim yerindeyse ayar verme başarısı gösterdiği bir kurmaca, Ayla.

İzleyicinin beğeni düzeyini aşağılara doğru çeken, öyküsü uydurma, kurgusu düzmece, yaymaca görevli onlarca filmin Türk Filmi diye ortamı esir aldığı bir dönemde Ayla, yapım biçimi ve yönetim biçemiyle kötü gidişe dur deme cesareti gösteren, doğruluğu ve gerçekliği öne çıkaran bir kurmaca.

Film, Kore Savaşına Türk askerleriyle katılımın siyasi gerekçeleri, nedenleri ve sonuçlarına ilişkin beklentisi olanları şaşırtan bir yapıyla sinemayı olması gereken alana çekiyor ve insanlığın güzel yanını ortaya seren bir öyküye odaklanıyor.

Süleyman Dilbirlliği adlı Maraşlı bir Türk askerinin, 1950 yılında süren savaşın orta yerinde, kimsesiz kalmış küçük bir kız çocuğunun üstüne titremesini, onu koruyup kollamasını anlatan duygu yönü öne çıkan, yaşanmış, gerçek bir öykü bu.

Süleymen Dilbirliği ve ona Türkçe Ayla adını verdiği küçük Koreli ile arasında geçen öykü, barış için savaşan Türk Ordusunun, merhametli yanını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Ayla kurmacasının öyküleme ve yönetmenlik anlamında bir yeni dokunuşu yok aslında. Öykünün özgünlüğüne karşın bilindik bir senaryo dili var. Bu yanıyla özgün bir anlatım ve biçem denemesi görünmüyor ama yönetmen, geçerli sinema kurallarına sadık kalarak kolay izlenebilir ve izleyenin dikkatini diri tutan bir evren kurmayı başarmış.

İzleyici yakalamak adına etnikçi, mezhepçi, hurafeci temellere dayandırılan ve ne yazık ki alkış alan onlarca bayağı filmin tersine Ayla’nın yönetmeni, aşırılığa kaçmadan ve sanatsı duruşundan ödün vermeden, filme doğru dokunuşların yapılabileceğini nitelikli bir yapıtla göstermiş.

Duygu temeli yüksek, bilindik Holivud akışıyla ilerleyen kurmacanın asıl başarısı yapım becerisinin üst düzeyde tutulmuş olması. Dönem filmi olmasının getirdiği, özgün ve uygun yer, araç gereç, giysi ve takı, pusat gibi zorlukların aşıldığı, öykü yaşam alanının iyi tasarlandığı, yapımın neredeyse eksiksiz uygulandığı bir kurmaca olmuş Ayla.

Adı: Ayla
Özgün adı: Ayla
Yönetmen: Can Ulkay
Yazan: Yiğit Güralp
Görüntü: Jean Paul Seresin
Kurgu: Mustafa Preşeva
Müzik: Fahir Atakoğlu
Oyuncular: İsmail Hacıoğlu (Süleymen Astsubay – Süleymen Dilbirliği’nin gençliği), Kim Seol (Ayla’nın Çocukluğu), Lee Kyung-Jin (Ayla’nın yaşlılığı)
Çetin Tekindor (Süleymen Astsubay – Süleymen Dilbirliği’nin yaşlılığı), Ali Atay (Ali Astsubay), Taner Birsel (Binbaşı Fuat), Mehmet Esen (Albay Celal), Murat Yıldırım (Üsteğmen Mesut), Erkan Petekkaya – (Binbaşı İskender), Eric Roberts (amerikalı general), Kim Byoungsoon (Güney Koreli General), Altan Erkekli (Hüseyin Dilbirliği), Cade Carradine (amerikalı Yüzbaşı), Büşra Develi (Nimet Dilbirliği’nin gençliği), Meral Çetinkaya (Nimet Dilbirliği’nin Yaşlılığı), Sinem Öztürk Uslu (Gazeteci Özge), Ali Barkın (Pepe Muharrem), Burç Kümbetlioğlu (Celal), Duygu Yetiş (İclal), İlber Gürtunca (İlhan), Caner Kurtaran (Sadık), Damla Sönmez (Nuran), Kang Yeon Jeong (Ji-Min), Nilgün Kasapbaşoğlu (Ümmü Gülsüm Dilbirliği), Koray Ergün (Halit), Mine Teber (Nevsal), Esra Dermancıoğlu (Sebahat Dilbirliği), Claudia Kooij (Marilyn Monroe), Johnny Young (Teğmen Lee)
Çabi Han (Sung Joon)
Sanat yönetmeni: Fırat Yünlüel
Dil: Türkçe – Korece – İngilizce
Süre: 125’
Yapımcı: Mustafa Uslu – Dijital Sanatlar
Yapım: 2017 – Türkiye / Güney Kore

AYLA - 2017

Önceki İçerikYaratan’ın çizdiği sınırlarda insanca yaşam
Sonraki İçerikBalkan Türklerinin Yürek Sızlatan Yaşamları
" Yazacaksınız, yanılgı nerdedir, doğrusu ne olabilir; tartışacağız, iyisini elbirliğiyle araştıracağız. Hadi, hazır mısınız? Ben hazırım, ne eleştirmekten korkarım, ne eleştirilmekten; üstelik o çok sevdiğim kusurumu hâlâ düzeltemedim: Fena halde doğru söylerim!.” Atilla ilhan (1925-2005)

Yorum

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz