DÖVERLER, SEVERLER; ONLAR GÜÇLÜLER!

Rus yayılmacılığının 1979 yılında hedef tahtasına koyduğu Afganistan’ın başkenti Kabil’e gönderilen bir cerrah üzerinden kurgulanan, dönemi gözönüne alındığında, tümüyle yaymaca amaçlı çekildiği söylenebilecek bir kurmaca, Kabil’de Sıcak Yaz.

Önceki dönemlerin yoksul izlerine ek olarak, İngilizlerin bölgeye girmesiyle başlayan halkı cahil ve çaresiz bırakan olumsuzlukların sonucu olarak, Afganistan denilen toprakların, uzun yıllardır küresel sömürgecilerin deney alanı olduğu bilinen bir gerçek.

Bu gerçekliği sergileyen; Sovyetlerin girişi ile başlayan ve Amerika’nın başını çektiği öteki güçlerin ekonomik ve silahlı desteğiyle süren savaşın, yıkıcı iç çatışmaların gölgesinde bir Afganistan izletiyor film.

Ancak yapıt, sinemanın yönlendirici etkisinden yararlanarak, gerçekte tüm silahlı güçleriyle yakan, yıkan, öldüren işgalcilerin şeytani yüzünü saklayan ve onları aslında medeni insanlar gibi sevimli gösterme çabası da güdüyor.

Egemenlik alanlarını kaptırmama savaşındaki iki güçten birinin sesi olunca film, daha çok, sivil halkı silahlandıran, saldırı, baskın ve patlatma gibi eylemlerle Rus tasarımını, kurgusunu bozan öteki gücü; Amerikalıların çabasını eleştiriyor.

Ali Hamrayev’in 1983 yılında gösterime giren kurmacasının, Sovyet bakışı ve anlayışıyla çekildiği; olaylara, bilindik “medeniyet götürüyoruz” kılıfıyla ayna tuttulduğu bir yana; birbirlerinin kötü yanını açık etmeye çalışırken, aslında ortak kötülüğün parçası olduklarını, arada bir farkın olmadığını gösteriyor olması kurmacayı ilginçleştiriyor.