Türkçe Sözlük
Ağı | (ad, eğretileme) Üzüntü, acı, bun, keder, sıkıntı |
Aktöre | Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları; sağtöre, ahlak |
Almaç | Görüntülerin filme, sayısal belleğe alınmasını sağlayan aygıt; alıcı |
Aydım | Türkmen halk ezgisi. Sözleri halk koşuğu olan, halk ezgileriyle bestelenmiş yaygın biçim. |
Aytmak | Eyitmek; söylemek, demek, söz söylemek |
Bahşı | Türkmen halk ozanı |
Balaban | Sulak alanlarda yaşayan, soğukların başlamasıyla güneye göçen bir kuş türü. |
Beket | Demiryolu boyunca kısa bir süre konaklanacak, beklenilecek, eğlenilecek, durulacak yer; küçük katar durağı |
Bay | Varlıklı, yoksul karşıtı (Öksüz büyür, yoksul bayır - Kahranmamaraş) |
Belirgi | 1- Bir durumun kişi üzerinde bıraktığı olumsuz etki. 2- Birlikte bulunduklarında belli bir sayrılığı imleyen belirti ve bulgular bütünü. |
Betiz | Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça, püskürteç gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri. Türkçedeki betim (sözle anlatım), betik (Yazıyla Anlatım) , betiz (biçimle anlatım) diye bilinen aynı köklü sözlerden biri. |
Bezek | Bir yere süsleme amacıyla verilen düzen. Gösteriye konulan yapıtın, yazıldığı yerin, geçtiği çağın özelliklerini belirleyen ögelerin bütünü; dekor. |
Biçem | 1- Sanatçının görüş, duyuş ve anlayışındaki kendine özgü anlatış biçimi; tarz, hava, üslup, stil 2- Bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi; üslup, tarz, hava, stil: |
Boran | Sert esen yel, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı. |
Bun | Sıkıntı (Bun deminde gerek olur / Yiğide hor bakmak olmaz - Karacaoğlan) |
Bunlu | Sıkıntılı ("Erkenden yattığı biraz bunlu, gamlı gecelerde geniş kanepelerin üstünde uykusunu çekiyordu." - Memduh Şevket Esendal) |
Cırnak | Yırtıcı kuş tırnağı |
Değini | 1- Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi; tenkit (I), muaheze: 2- Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılan yazı türü; eleştir, tenkit, kritik. 3- Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama: "Okura tamamıyla yanlış izlenimler verebilecek bir iki değini hatırlıyorum." - Selim İleri |
Çapmak | At sürmek, koşturmak, akın etmek, koşmak: “Yağı basar, uğru çapar, tek başıma barınamam, ölürüm.” – Memduh Şevket Esendal |
Değişmece | Bir sözü, kavramı kabul edilenin dışında, bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamlara gelecek biçimde kullanma; eğretileme, uçlam, mecaz, metafor. |
Döl | Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey, bireylerin bütünü; soy sop ("Yârenlik mi ediyordun, Kara Osman'ın dölüyle?" - Turan Oflazoğlu) |
Duralga | Özellikle toplu taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği, kısa bir süre konaklanacak, beklenilecek, eğlenilecek, durulacak yer. |
Dutar | Dutar: Dut ağacı gövdeli, iki telli Türkmen Çalgısı. Tezene, çalgıç gerektirmeden, parmak vuruşlarıyla çalınır. |
Eğlenmek | Oyalanmak, Duraklamak, Durmak, Beklemek ("Yemen'e gönderilirken Beyrut'ta bir hafta eğlenmiş hem şehri görmüş hem de Cebel köylerinde gezintiler yapmıştı." - Refik Halit Karay) |
Eğlenmek | Sevinçli, beğenilen, güzel anlar yaşamak ("Bu kederi dağıtmak için ha bire sevinçli türküler söylüyordu." - Yaşar Kemal) |
Eğretileme | Bir sözü, kavramı kabul edilenin dışında, bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamlara gelecek biçimde kullanma; değişmece, uçlam, mecaz, metafor. |
Ekin | 1- Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, kişinin doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü; hars, kültür. 2- Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat yapıtlarının bütünü 3- akıl yürütme, beğeni ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi; irfan. |
Eytişim | Gerçekliği ve onun çelişmelerini incelemeye yarayan ve bu çelişmeleri aşmayı sağlayan yolları aramayı öngören akıl yürütme yöntemi. |
Ezgi | Belli kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi; ahenk, haz, nağme, melodi. |
(Yararlanılan Kaynaklar: TDK Sözlük, Türk Lehçeleri Sözlükleri)