TÖRÜNGEY’İN İLK GÖSTERİMİ

Sekiz ay gibi uzun bir sürenin ardından yaptığımız işlerin meyvesini topladık. İyi ya da kötü bilemiyorum ama emeğimizin sonucunu insanlarla paylaşmak anlatılamaz bir duyguydu. Hepimizde tarifsiz bir heyecan vardı. Çoğumuz ilk kez böyle bir kalabalığın önünde konuştuk. Hatalarımıza rağmen eleştiriler, tebrikler gerçekten çok sıcaktı. İlk filmimizi bu sıcak ortamda tanıttığımız için çok mutlu olduk.
Gösterimin yapılacağı gün son rötuşları yapmak için ofise gittik. Ahmet Kömeçoğlu da oradaydı, akşam hakkında heyecanımızı bastırmak için sohbet etti bizimle. Onun tecrübelerinden yararlandık. Tabi bir de akşama hazır olmak vardı. Bir saat kadar kısa zamanımız vardı. Başladık panikle koşuşturmaya. Hızla üzerimizi giyinip arkadaşlarımızla buluştuk Yunus Emre Enstitüsüne gitmek için.

küçük gibi görünen büyük bir adım

Bir de arkadaşlarımıza erken gelmelerini söylemiştik ama biz daha oyunculara küçük bir teşekkür edelim diye çiçek almak istemiştik ama onu da tamamen unutmuştuk. Hızlı bir şekilde onu da halledip Yunus Emre Enstitüsü’nün yolunu tuttuk. Heyecanımız daha da arttı çünkü herkes gelmiş oturmuştu. Elim ayağıma dolaştı; nerde dursam, nasıl davransam bilemedim bir ara.
Arslan Küçükyıldız’ın Sinemasalı hakkındaki konuşmasıyla gece başlamış oldu. Heyecan bir kat daha arttı. Ve film başladı. Belki de çok büyük bir şey değil birçok kişi için ama eminim ki bizim için daha güzel işlere başlamak için küçük gibi görünen büyük bir adımdı.
Film bitti alkışlar bizim içindi ve çok mutlu ediciydi. Seyircilerin karşısına çıkıp benim bu film için neler yaptığımı anlatmaya gelmişti sıra. Sinemasalı’ya ilk geldiğim zamanlarda oturduğum yerden bile konuşamazdım, şimdi insanlar gözlerimin içine bakarken nasıl anlatacağım diye düşünmeye başladım. İlk konuşmayı yönetmenimiz Çılga yapmaya başladı gayet, iyi bir konuşma yaptı. Sırayla hepimiz konuşmalarımızı yaptık. Karda, yağmurda, zor şartlarda kendi imkânlarımızla orda olmak çok güzeldi. Filmin nasıl olduğundan çok bütün olumsuzluklara rağmen ortaya bir şeyler çıkartmak bizi çok mutlu etti.

hayal kurmayı öğrendik

Geldik en can alıcı noktaya eleştiriler bölümüne… Farkındayım ilk deneyimimiz olduğu için eksikler biraz görmezden gelindi. Kerime Hanım’ın “Ben buraya geldiğimde kalabalık karşısında konuşmaya çekinen gençler görmüştüm ama şimdi kendinden emin şekilde konuşuyorlar.” Sözü bizi çok mutlu etti. Arkadaşımız Ahmet’in de “ilk geldiğim gün Ahmet Abinin bana mikrofonu uzatmasıyla oturduğum koltukla bütünleştim” demesi bu sözü tamamladı.
Biz Sinemasalı sayesinde gerçekten de hayal kurmayı öğrendik. Bunda Ahmet Kömeçoğlu ve Arslan Küçükyıldız’ın payını da unutmamak gerek. Bize destek olan ve bu günde bizi yalnız bırakmayan herkese sonsuz teşekkürler…

Damla Yılmaz

Önceki İçerikSürgündeki Sanatçı İlham İsmailov
Sonraki İçerikAnavatanından Uzakta…

Yorum

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz