KUZEYLİ NANOUK

Betizin, görünümün durağan dünyasından devinimli görüntüye geçiş, belge sinemacılığını yarattı ilk olarak. Almacın görüş alanına giren tüm görüntü öğeleri olduğu gibi alındı; böylece çerçeveye girenlerin öyküsü aktarılmış, belge sinemacılığı başlamış oldu.

Almacı istedikleri yere, görünmesi istenen yere doğrultanlar, bununla yetinmediler; alınan görüntülerin anlatısını, kendi biçemleriyle, istedikleri öyküyle aktarmak istediler. İlk sinema yapıtını oluşturdukları gibi, önceki sanat yollarından geçerek sinemanın sanatsı yönüyle gelişmesini ilk sağlayanlar, yine belgesel sinemacılar oldu. Başından beri tüm bu alanların en büyük yararlanıcısı ise egemen siyaset gücü oldu.

Kuzeyli Nanouk – 1922

“İrlandalı Flaherty, 1920’de Amerika kıtasının en kuzeyine giderek orada bir Fransız kürk ticaretevi adına Nanook of the North – Kuzeyli Nanouk’u (1920-22) çevirdi. Filimde, Eskimo Nanouk ile ailesinin son derece çetin koşullar arasındaki yaşama çabası, yapmacıksız, yalın bir anlatımla ortaya konuluyordu.”[1]

“Yapmacıksız, yalın anlatım” güçlü Amerika’nın, işgal ettiği yurtlarda yaşayanları gösteriyordu. Sömürü alanlarında yaşayanların, sömürgenlerce eksik görülen yanları öne çıkarılarak, onların bilgisiz, yetersiz olduklarının altı çiziliyordu. Oysa, dünyamızın üst yanında ak kalpak gibi duran geniş topraklarda, karın, buzun içinde yaşayanlar, henüz amerikalılaryokken, çok önceden beri o koşullarda yaşamayı becermişler, doğayla barışık bir ekin yaratmışlardı.

Belgeselin ana konusu küresel tecim üzerine öykülenmiş; “ilkel yerliler” avlanır, “gelişmiş batılılar” avı satın alır. Bu tecimin tüm kuralları doğaldır ki, güçlü batılılarca belirlenir.

Egemenlerin bakışıyla hem alttakilere; gelişmişliğin bedelini ödemeye yan bakanlara, hem de ötekilere; sömürü kıskacının diğer ucundakilere uyarı niteliğindeki Kuzeyli Nanouk, yaymaca belgesel türünün ilklerinden biri olarak, günümüze dek ulaşan bir yapıt.

Türk Sib
TürkSib – 1929

Flaherti’nin açtığı bu yoldan, öteki sömürgenler, Ruslar da geçerler. Rus belgeselci Viktor Turin, sömürge alanlarını merkeze bağlayan Sibirya demiryolları üzerinden kurguladığı Türk-Sib belgeselinde, “geri kalmış” işlenmemiş toprakları “uygarlıkla” buluşturur. Benzer biçimde, pamuk izleğinde, güneydeki Türk yurtlarından elde edilen tecimsel başarıyı aktarır.

Kuzeyli Nanouk’tan yıllar sonra, 1949’da çekilen “Alitet Dağlara Gidiyor” kurmacası ise, aynı bölgede bu kez iki sömürgen yapının çatışmasını aktarır. Filimde, “yerlileri” Amerikan sömürüsünden kurtaran öteki sömürgen Rusların “yeni uygarlık” yaymacası yapılır.

Nanook of the North
Kuzeyli Nanok – 1922

[1] Nijat Özön, Sinema El Kitabı, 1964, Elif Yayınevi, İstanbul

Özgün Adı: Nanook of the North
Yönetmen: Robert Joseph Flaherty
Görüntü Yönetmeni: Robert Joseph Flaherty
Oyuncular: Allakariallak, Cunayou, Nyla, Allegoo, Camock, Berry Kroeger, Allee
Müzik : Stanley Silverman, Rudolf Schramm
Öykü: Robert Joseph Flaherty, Frances H. Flaherty
Süre:78′
Yapım: 1922 – abd

KUZEYLİ NANOOK - 1922

Almaç: Görüntülerin filme, sayısal belleğe alınmasını sağlayan aygıt; alıcı
Betiz: Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça, püskürteç gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri
Tecim: Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği
Sömürgen: Sömürge yanlısı olan; yayılmacı, yayılımcı
Yaymaca: Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma

– SİNEMASALI SÖZLÜK –

Ede Kitap

Yorum

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz