TÜRK OCAKLARI 2022 ÖDÜLLERİ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Bu Ocaktan ulusun duygusunu, ülküsünü sürekli ısıtacak, nurlandıracak parlak alevler göğe yükselmelidir. O denli ki bu alev yurdun bütün ufuklarında aydınlıklar var edebilsin.” diye önemini vurguladığı Türk Ocakları’nın, 110. kuruluş yıl dönümü, 25 Mart 2022 günü kutlandı.

Bilim ve sanat alanlarında her yıl verilen ödüllere, 110. kuruluş yılında sinema da eklendi. Türk Sinemasına, yabancısı olmadığımız içeriklerle yeni yapıtlar kazandıran Mustafa Uslu, Türk Ocakları’nın ilk sinema ödülünün iyesi oldu.

Mustafa Uslu, son yıllarda bir biri ardına gösterime giren Ayla, Türk İşi Dondurma, Çiçero, Garip Bülbül Neşet Ertaş, Kesişme: İyi ki Varsın Eren, Müslüm, Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu gibi Türkiye’nin ve Türklerin öz geçmişinden izler taşıyan kurmacaların yaratıcı yapımcısı.

Türkiye’nin en yüksek bütçeli ve izleyiciden büyük ilgi gören filmlerin yapımcısı Mustafa Uslu, sinemada işin aslının güzel bir öykü anlatmak olduğunu, halkın içinden, gerçek olarak yaşanmış ve gönüllere yerleşmiş öyküleri sinemaya aktarmayı sürdüreceklerini söylediği Fiyab Söyleşilerinde, “ben filmlerimde bilinenin arkasını, herkesin bildiğini sandığı ama bilmediği, farkında olmadığı gerçekleri anlatmayı seviyorum ve tercih ediyorum” diye ana izleği hakkında bilgi vermişti.

Türk kültürüne katkısından dolayı Hasan Ferit Cansever Türk Ocakları Sanat Armağanı ödülü verilen Mustafa Uslu, yabancı sinema egemenlerinin tüm mecraları istediği gibi yönlendirdiği zorlu dönemlerde, yurdunun ve yurttaşının önceliklerini kendi önceliği gibi gören ender sinemacılardan biri olarak öne çıkıyor.

Mustafa Uslu’yu 2022 yılında ödüle uygun gören Türk Ocakları, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü yıllarında kuruldu.

Küresel egemenlerin, Müslüman olmayanlarla sağladığı çıkar işbirliğine, Müslüman toplulukları da eklemesiyle hız kazanan bölünme ve yıkılma sürecine karşı, Osmanlı Padişahları önce “Osmanlılık” ardından “İslamlık” kavramlarıyla birliği koruma yolunu denediler. Ne yazık ki başarılı olunamadı.

Balkan bozgunuyla doruğa ulaşan ayrılıkçılığı, ne Osmanlılık ne de İslamlık ve hilafet makamı engelleyebildi.

Yüz yıllar süren toprak yitiminin dayattığı varlık yokluk davasında, Türk ulusunun birliği yeni direnç noktasını oluşturdu.

Türk Ocağının çevresinde biçimlenen ve kaynağını Türk töresinden alan anlayışla Türk Devletinin ve Türk Milletinin egemenliğinin yeniden tesisine yönelik çabaların ruhu temellendirildi.

Resmi olarak 25 Mart 1912 kurulan Türk Ocakları, günümüzde de Türk kültürünü temel alan siyaset üstü tutumunu koruyarak varlığını sürdürüyor.

Geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirilen Türk Ocakları 110. Kuruluş Yıl Dönümü etkinliği, Yönetim Kurulunca yapılan Anıtkabir ziyaretiyle başladı.

Aslanlı Yolda yürüyüşün ardından, anıt mezara, üzerinde Türk Ocakları yazılı, kırmızı beyaz çiçeklerle bezeli çelenk koyuldu.

Topluluk, Türk Ocaklı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz anısına saygı duruşunda bulundu ve Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, Anıtkabir Özel Defterini imzaladı.

Günümüzde Resim Heykel Müzesi olarak kullanılan Namazgah Tepesindeki Türk Ocakları Genel Merkezi büyük salonunda, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan ödül töreninde, Türk Dünyası Müzik Topluluğunun dinletisi ve başkan Prof. Dr. Mehmet Öz’ün açılış konuşmasının ardından verilen Türk Ocakları bilim ve sanat ödülleri sahipleriyle buluştu.

Önceki İçerikYoksulluk Sizi Derin Bir Korkunun İçine Çekiyor
Sonraki İçerikİki Arada Kalmışların Onulmaz Çırpınışları
" Yazacaksınız, yanılgı nerdedir, doğrusu ne olabilir; tartışacağız, iyisini elbirliğiyle araştıracağız. Hadi, hazır mısınız? Ben hazırım, ne eleştirmekten korkarım, ne eleştirilmekten; üstelik o çok sevdiğim kusurumu hâlâ düzeltemedim: Fena halde doğru söylerim!.” Atilla ilhan (1925-2005)

Yorum

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz