Yenice Yolları Bükülür Gider
Yenice yolları bükülür gider
Zülüf ak gerdana dökülür gider.
Yiğidin sevdiği güzel olursa,
Ömrü arkasından sökülür gider.
Kırmızı gül olsan har olamazsın,
Azrail olsan can alamazsın.
Dünyayı kalbura koysan elesen,
Sen de benim gibi yar bulamazsın.
Kırmızı gül olsan elime almam,
Yandım ateşine bir daha yanmam.
Adın Melek olsa ağzıma almam,
İşin gücün yalan, güzel sevdiğim.
“Yenice Yolları Bükülür Gider”, Türk halk veriminin coşkun duygusal sözlerle bezenmiş örneklerinden biridir. Adana yöresinin; Çukurova’nın, Torosların yayıldığı geniş alanda yerleşik ekinsi dokunun izlerini yansıtır. Türkü, Erkan Sürmen tarafından derlenmiş, notaya alınmıştır. Türkünün kaynak kişisi, türküyü çığıran, 1914–1991 yılları arasında yaşamış olan Aziz Şenses’tir.
Tarsus doğumlu Aziz Şenses, yörük, yerleşik Oğuz boyları arasında çalınıp, çığrılan Türk halk ezgilerinin derlenmesine, notaya geçirilip kayıtlanmasına büyük katkılar sağlamış önemli bir törütmendir. Derlemelerinin yanı sıra güçlü sesi, özgün yorum yeteneğiyle özellikle yetiştiği, yaşadığı çevrenin türküleriyle, Karacaoğlan bozlakları ile tanınmıştır.
“Adana Halkevi ve Musiki Yurdu”, Aziz Şenses’in ilk eğitimlerini aldığı, 1942-1984 yılları arasında TRT Kurumunda ses törüteri olarak çalışmasının yolunu açan ocaktır. Ankara ile İstanbul Radyoevinde çalıştığı yıllarda, “Ala Geyik Gibi Boyun Sallarsın”, “Kara Bahtım Kem Talihim”, “Ben de Gittim Bir Geyiğin Avına” gibi türkülerle belleklerde, yüreklerde yer etmiş, bu türküler onun sesiyle ün kazanmıştır.
Bozlak: Oğuz soyluların yaşadığı, özelikle Türkiyenin orta kesimlerinden güneyine doğru uzanan alanda söylenen bir tür uzun hava.
Ekin: 1- Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, kişinin doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü; hars, kültür.
2- Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat yapıtlarının bütünü
3- akıl yürütme, beğeni ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi; irfan.
Gerdan: Gövdenin omuzlarla baş arasında kalan ön bölümü, boyun: “Başını geri atıp gerdanını olanca beyazlığıyla göstererek sarsıla sarsıla güldü.” – Haldun Taner
Har: Sıcak, kızgın, yakıcı olan.
Törüt: 1- Duygu ve düşünceleri göze ve gönle yöneltecek biçimde söz, yazı, betiz, yontu vb. ile anlatım konusundaki yaratıcılık. 2- Belli bir uygarlığın, topluluğun anlayış, beğeni ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım.
Törütmen: Güzel törütlerin herhangi bir dalında yaratıcılığı olan, yapıt veren kimse; törüteri, törütçü, sanat adamı, sanat eri, sanatkâr, törüt adamı, sanatçı.
Zülüf: Şakaklardan sarkan bükümlü saç toparı, büklüm.








